onair_promo

On-Air

İk Notları

2018’de İK’ya yön verecek üç temel trend

Yöneticilerin ve çalışanların ihtiyaçlarını doğru bir şekilde analiz etmek; ofis ortamının daha üretken olması, kariyer gelişiminin iyileştirilmesi ve insan kaynakları süreçlerinin uygulanması açısından oldukça önemlidir.

2018’de İK’ya yön verecek değişiklikleri gelin birlikte inceleyelim:

  1. Çalışan Katılımından Çalışan Deneyimine Geçiş

Y kuşağının (1980 ile 2000 yılları arasında doğmuş kuşak) artan etkisi ve dijitalleşme çağının harekete geçirdiği artan şeffaflık sayesinde çalışanlar daha ilgi çekici ve keyifli bir iş deneyimi bekliyorlar. Bu bilgiler ışığında 2018 yılının yöneticilerin katılım, kültür ve performans yönetimi alanlarındaki üç temel boyutu birleştiren bir ekosistem olan “Çalışan Deneyimi”ni geliştirmeye odaklandığı bir yıl olacağını söyleyebiliriz.

Bununla birlikte İK’da çalışan deneyiminin anlaşılması ve geliştirilmesini kolaylaştıracağını düşündüğümüz çalışanlar için geliştirilen sağlık uygulamaları, modern iletişim ve verimlilik araçları gibi teknolojinin sürekli olarak tecrübe edileceği bir dönem ise bizi bekliyor.

  1. İK'yı Dijitalleştirme Yarışı

Dijitalizasyonun seyahat, perakende ve diğer sektörlerdeki gelişimi şüphesiz ki tüm dünyada dijital çözümlerin benimsenmesine neden oldu. Değişen dünyaya adapte olabilmek için İK organizasyonlarının da dijitalleşmeyi öğrenmeleri gerekiyor.

Global arenadaki örnekleri incelediğimizde Singapur merkezli OCBC Bank’ın kısa bir süre önce şirket içi bir mobil uygulama olan HR In Your Pocket'ı geliştirerek, çalışanlara izin ve hak taleplerinin sunulmasını ve dahili işlerin paylaşılması için bir uygulamaya ortaya koyduğunu görüyoruz. Aynı uygulama üzerinde çalışanların İK konusundaki olası sorularını ele almak için bir chatbot da yer alıyor.

İK uygulamalarının hala göreceli olarak gelişmekte olduğu Asya'daki bazı ülkelerde, eski teknolojilerin ve süreçlerin tamamen atlatılması ve daha gelişmiş ülkelerdeki gelişmelere rakip olacak dijital bir İK'ya doğru ilerlemesi önemli bir fırsat yaratabilir.

  1. İşyerini Yeniden Tanımlayan “Gig Ekonomi”

BBC, “Gig Ekonomisini” “kalıcı işlerin aksine kısa süreli sözleşmelerin veya serbest işlerin yaygınlığı ile özdeşleşen bir iş piyasası” olarak tanımlıyor. Talep üzerine işe alım, daha düşük maliyetler vaat ederken, aynı zamanda geleneksel çalışanların kariyer yollarının aşamalı olarak kaldırıldığı ve beceri odaklı geçici işler ile değiştirilebileceği yetenekler için daha fazla rekabet yaratıyor..

Araştırmalar, iletişim araçları aracılığı ile uzaktan çalışan kişi sayısının 2012 yılında %39'dan % 44'e yükseldiğini göstermektedir. Esnek çalışma şartlarına sahip olmak, bir firmanın çalışanlarına daha fazla değer verdiğini gösterirken yetenekli adaylara ilişkin havuzu genişletecek ve nitelikli çalışanların elde tutulması için alternatif bir yol olacaktır.

Diğerleri